Assimilyatorluq, hakim bir toplumun, öz dilini, kültürünü, geleneklerini ve diğer özelliklerini baskı yoluyla alt kültürdeki topluma kabul ettirme çabasıdır. Bu, yalnızca dil öğrenimi veya kültürel alışverişten ibaret basit bir etkileşimden çok daha karmaşık ve yıkıcı bir süreçtir.
Assimilyatorluq, zorlama ve baskı unsurlarını içerir. Hakim toplum, kendi kültürel kimliğini üstün görerek, alt kültürün kimliğini yok etme veya en azından önemli ölçüde değiştirme amacını güder. Bu, alt kültürün dilini yasaklama, eğitim sisteminde kendi dilini dayatma, geleneksel yaşam tarzlarını değiştirmeye zorlama veya kültürel sembollerini yok etme gibi çeşitli yollarla gerçekleştirilebilir.
Assimilyatorluğun amacı, kültürel ve etnik çeşitliliği ortadan kaldırarak, tek bir homojen toplumsal yapı oluşturmaktır. Bu süreç, çoğu zaman alt kültürün kendine özgü kimlik duygusunun kaybolmasına, bireylerin öz değerlerini kaybetmesine ve toplumsal uyum sorunlarının artmasına yol açar. Tarih boyunca, birçok imparatorluk ve devlet, kendi ideolojilerini ve kültürlerini yaymak amacıyla asimilasyon politikaları izlemiştir.
Assimilyatorluğun temeli, kültürel üstünlük düşüncesine dayanır. Bu düşünce, belirli bir kültürün diğer kültürlere göre daha değerli veya üstün olduğunu ve bu nedenle diğer kültürlerin ona uyum sağlamasının doğal ve hatta gerekli olduğunu savunur. Ancak, bu bakış açısı, kültürel çeşitliliğin zenginliğini ve önemini göz ardı eder ve kültürel eşitliğe aykırıdır.
Assimilyatorluğun günümüzdeki etkileri hala devam etmektedir. Küreselleşme ve göç hareketleri ile birlikte, farklı kültürlerin bir araya geldiği ortamlarda asimilasyon baskıları hala görülebilir. Bu nedenle, kültürel çeşitliliğin korunması ve farklı kültürlerin bir arada yaşamasının sağlanması için, asimilasyon politikalarına karşı bilinçli bir mücadele ve kültürel anlayışın geliştirilmesi oldukça önemlidir.